ÖĞRETMENİMİZ M.NİHAT MALKOÇ AŞURA KIYAMI(KÜLTÜRÜ) VE KERBELA HADİSESİ KONULU ŞİİR YARIŞMASINDA TÜRKİYE ÜÇÜNCÜSÜ OLDU
Tarihî süreç içerisinde nice hadiseler yaşanmıştır. Bunların bir kısmını hatırlayınca göğsümüz kabarır. Zaferler bu sınıftan hatıralardır. Bunun dışında bizi hüzünlere boğan, içimizi acıtan, hiç hatırlamak istemediğimiz olaylar da vardır. Bunlardan da ders alırız. Kerbela olayı bunların başında gelmektedir. Tarihe Kerbela Savaşı olarak geçen bu elim hadise 10 Ekim 680(10 Muharrem 61) tarihinde yaşanmıştır. Bugünkü Irak sınırları içerisinde kalan Kerbela şehrinde vuku bulan bu vahim olayda İslam Peygamberi Hz. Muhammed(SAV)’in sevgili torunu Hz. Hüseyin hunharca öldürülmüş, şehitlik mertebesine yükselmiştir. Bunun yanında pek çok Müslüman bir hiç uğruna feci şekilde katledilmiştir. Onlar şehitlik mertebesine yükselmişlerdir. Hz. Ali’nin oğlu olan Hz. Hüseyin’e bağlı küçük bir askeri grupla Emevi Halifesi 1. Yezid’e bağlı ordu arasında gerçekleşen savaşta tarifi imkânsız acılar yaşanmıştır. Her yıl bu vahim hadisenin yıldönümünde Kerbela şehitleri değişik faaliyetlerle anılır. Kerbela’daki acılar zihinlerde tekrar yaşanır.
Kerbela şehitleri ülke genelinde rahmet ve minnetle anıldı. Her kesimden insanlar bu etkinliklerde görev aldı. Geçmişin acıları bir kez daha hatırlandı. Bu yıl da Türkiye genelinde Kerbela hadisesiyle ilgili pek çok etkinlik gerçekleştirildi. Bunlardan birisi de Aşura Kıyamı(Kültürü) ve Kerbela Hadisesi konulu şiir ve nesir yarışmasıydı. Geçmişi unutmamak ve yaşananlardan ibret almak maksadıyla düzenlenen “Kerbela ve Hz. Hüseyin” konulu şiir yarışmasında okulumuz Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenlerinden M. Nihat MALKOÇ “Hüseynî Hüzünler” adlı şiiriyle Türkiye üçüncüsü oldu. Öğretmenimiz M. Nihat MALKOÇ’u bu başarısından dolayı kutluyor, ülke genelindeki başarılarının devamını diliyoruz. Kerbela konulu şiir yarışmasında Türkiye üçüncüsü olan “Hüseynî Hüzünler” adlı şiirini ilginize sunuyoruz:
HÜSEYNÎ HÜZÜNLER
-Kerbela’nın Yiğitlerine Rahmetle-
Güneşin gözyaşıyla sular kana boyandı
Hüseynî hüzünlerle yürek dâra dayandı
Dağıttı fırtınalar, soldu bahçemde güller
Kesildi ses tellerim sustu, lâl oldu diller
Ruh ayrıldı bedenden göklere kanatlandı
Köz düştü can evine, yandı yürekler yandı
Bebeler Kerbela’da hem aç kaldı, hem susuz
Bir avuç kahramanla direndiler uykusuz
Civanların al kanı dökülünce toprağa
Kanla destan yazıldı asık suratlı çağa
Temiz bedenlerinde onca mızrak yarası
Kuru çölü inletti mazlumların nârâsı
Yiğitlerin ardından bulut ağlar, gök ağlar
Kerbela’da acılar yüreğimizi dağlar
Kılıç şakırtısıyla kesilince soluklar
Ruhlar kuş olup uçtu aydınlandı doruklar
Asrın mücahitleri kan yaş döktü çöllere
Ölüm sessizliğinde hüzün çöktü çöllere
Mübarek tenlerine değdi saba yelleri
Komşu oldu Resul’e ehl-i beytin gülleri
Kerbela denilince kanlı yaşlar dökeriz
Nurdan abidelerin hasretini çekeriz
Hoyrat eller kopardı bedenden canımızı
Düşümüze mihman ol gider hicranımızı
Kerbela çöllerinde dünden kalan hüzün var
Ey Resul’ün göz nuru aydan arı yüzün var!...
Seni candan anmayan yürekler viranedir
Sevdana meftun kalbim, şu gönlüm divanedir
Yâdıma düşse gölgen yüreğim giryan olur
Durmaz gözümün yaşı, akar akar kan olur
M।NİHAT MALKOÇ
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder